Prof.Dr. Sultan Üzeltürk
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Duygun Yarsuvat Anısına
Prof. Dr. Duygun Yarsuvat, çok yönlü kişiliği olan, ailesine düşkün, Galatasaray camiasını evi gibi gören, hayatı yaşamayı seven ve etrafındakilere de sevdiren bir Hocamızdı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku anabilim dalında başlayan akademik hayatına İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi, aynı üniversitede üstlendiği rektörlük görevi, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve son olarak da 2011 yılından itibaren Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı’nda devam etmiş, sayısız öğrenci, hukukçu ve akademisyen yetiştirmiştir. Türk Ceza Hukuku Derneği’nin kuruculuğunu ve başkanlığını yapmış, AIDP (Uluslararası Ceza Hukuku Derneği) Yönetim Kurulu üyeliğinde bulunmuş ve söz konusu derneğin 18’inci Dünya Kongresi’nin İstanbul’da gerçekleştirilmesinde başı çekmiştir. Galatasaray Derneği başkanlığı ve Galatasaray Kulübü başkanlığını da yürütmüştür.
Prof. Dr. Duygun Yarsuvat, bir ceza hukukçusu için insan haklarının ve temel özgürlüklerin esas yol gösterici ve nirengi noktası olduğunu savunurdu. Ona göre, suç tiplerinin yorumlanmasında olduğundan daha da fazla ceza muhakemesinde insan haklarına dayalı yorum yöntemlerinin yerleştirilmesi gerekirdi. Bu açıdan, ceza hukukunda “şeklî” nitelikte bir takım “usul” kurallarından söz edilmesine yer yoktu. Yine Duygun Hoca, ceza adaleti sisteminin düzgün işleyebilmesinin ilk ve en önemli koşulunun mahkemelerin bağımsızlığı olduğunu savunur ve hukuki ve fiili güvencelerin sağlanmasını çok önemserdi.
Gerek avukat sıfatıyla, gerekse akademisyen olarak, hukuku siyasi çıkarlarına alet eden güçlerle hiçbir zaman uzlaşı zeminine girmemişti, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı sesini yükseltmekten, hatta kendisini korkusuzca ortaya atarak bunlara karşı durmaktan asla geri durmazdı.
Duygun Hoca’nın hukuka yönelik bakış açısı, son derece hümanist ve özgürlükçüydü. Birçok fiilin, özellikle de ifade biçiminde gerçekleştirilen davranışların ve herhangi bir hukuksal değeri korumayan fiillerin suç olmaktan çıkarılmasını ve özgürlük alanının genişletilmesini savunurdu.
Duygun Hoca, öğrencilerini çok sever ve her birinin hayatına dokunacak tarzda kendileriyle şahsi iletişim kurmaya, her birinin hasletlerini, arzularını dinleyerek anlamaya gayret ederdi. Bazen nüktedan bir şekilde kendilerine takılır, fakat her zaman onlara başarılı olacakları yolu çizmek konusunda ilham kaynağı olmayı başarırdı.
Zarafeti, neşesi, insanlığı ile bizlere örnek olan Hocamızı, sevgi, şükran ve minnetle anıyoruz.